Bilinen ilk patlayıcı madde baruttur. Tarihi kayıtlara göre; barutun hammaddesi olan potasyum nitrat M.S.yaklaşık 1200 yıllarında Arabistanlı Abdullah’ın yazmış olduğu kitapta geçmektedir. Çinliler de yine bu yüzyıl içerisinde kara barutu kullanmıştır. Çin’den batıya doğru gelen barut 1300’lü yıllarda Avrupa’da silahlarda kullanılmaya başlamıştır. Tahrip edici olarak kullanılması ise 1600 lü yıllara denk gelmektedir.

Modern patlayıcının temeli ise 1833’te, Fransız kimyageri Henri Braconnot’un nitrik asidin nişasta ile verdiği alev alıcı olan esteri keşfetmesiyle başladı. 1846 yılında ise Alman kimyageri Christian F. Schönbein, selülozu, sülfat ve nitrat asidi karışımı ile nitrolayarak kara baruttan iki misli daha tesirli olan nitro selülozu elde etmiştir.

1846’da İtalyan Ascanio Sobrero trinitro gliserini elde etti ama bu maddeden tam anlamıyla gerçek bir patlayıcı üreten Alfred B.Nobel’dir. Nobel trinitro gliserini kullanarak dinamiti keşfetmiştir. 1875 yılında da Nobel bu çalışmasını geliştirmiş ve patlaycı özelliği olan jelatini elde etmiştir.

TNT (trinitro toluen) ise 1863 yılında Alman kimyageri J. Wilbrand’ın çalışmalarıyla ortaya çıkmış ve Birinci Dünya Savaşından önce depolardaki yerini almıştır.

RDX [siklotrimetilen trinitramin (C 3 H 6 n 6 O 6 )] 1899’dan, PETN [(Pentaerythritol tetranitrate (C 3 H 8 N 4 O 12 )] de 1920’den itibaren kaynaklarda vardı ama tahrip gücü yüksek patlayıcılara İkinci Dünya Savaşında gerek duyulacağı için o zamana kadar kullanılmamıştır.

Genel olarak patlayıcılar tahrip edici patlayıcılar, ateşlemeye yarayan patlayıcılar, askeri patlayıcılar ve fırlatıcı yakıt halinde olan patlayıcılar olarak sınıflandırılırlar. Bu tür patlayıcıların tamamı Duoscan ve Exploscan tarafından başarıyla tespit edilebilir ve daha sonra geliştirilecek olan tüm patlayıcıları da hafızasına eklemek suretiyle tespit edilebilir.